çünkü sizler de öyle sevdiniz hep 'birimiz binimiz gibi'ydi sizler
için.
Kendi ruhumuz yoktu kendi
sözlerimiz kendi gülüşlerimiz yoktu, kural basitti ya çükümüz vardı ya da
yoktu. "Siz erkekler"di veya "siz kadınlar" aslında bazen
de "ey romalılar"...
Bireyselleştiremedik içimizde
insanları... Aslında, bir kere yaptık bunu mutlaka hayatımızda. Mutlaka bir
kere birini içimizde kişiselleştirdik ; asıl o sebepti işte genelleştiren
herkesi. Ah o sebepti... (Birsen Tezer'den Sebep adlı parça geliyor)
Yani bir adam tüm
erkeklere maloldu veya MAL oldu. O maldı ya hepimiz maldık, hepimiz ruhsuz arka
sokak serserileriydik. Yüzlerinize baktığımızdaki gülümsemelerinizin de, kalpten
gelen sözlerimizin de sebebi tekti sizin için... Suretlere sokan sizdiniz
sadece hangi yüzü beğenirseniz o yüzü yüklerdiniz bizlere haberimiz
olmadan. Biz 'neden?'sorularına cevap ararken o uykusuz gecelerde , siz
çoktan başka sizlerle gömüyordunuz bizi... Sizler bizleri sizin
bizleriniz gibi değerlendiriyordunuz bize gerçekten bakmadan...
İstekler hep
basitti soran olursa, o kadar basit ki "çetrefilleştirmek" yapmaktan
zordu belki de, evet maldık bir malın peşinde ama asla anlayamadık neden
bu kadar karmaşıklaştığını...
Hani diyecek olduk
"kendimize kaçmak kolaydı" diye ama o daha derin bi
noktaya batırdı bizi. Koşup peşinden sormak istedik hep 'neden? nereye?'
diye aslında en çok da cevabından korktuk – "hoşlandım senden"
oldu cevap veya "sevdim"...Yandı devreler tabi sevmek kaçmak mıydı
ki? Dünya’nın en kolay şeyi sanırım sevmek, ama dedim ya tersine
Dünya anasını satayım...
Ya yakışıklı değildik ya
aptaldık... çoğunluk sevişme derdindeydik , o güzel gülümsemeyle ne işimiz
vardı ki bizim boynun altındaki o göğüsler dururken.
Ah biz, ah sizler, hepimiz de
değildik bu kadar masumiyetsiz, vardı içimizde masumiyet. Kimi zaman
çocuklaştık çocuk sandınız... Düşünmediniz ki hiç ne kadar
heyecanlandığımızı, sustuk cool bu dediniz düşünmedinizki...
Kelimelere gerek yoktu
ruhlarınızı okumak için , hep o tek mal yüzünden hayat hayalkırıklıkları ile
doluydu ama hiç kırılmazdık biz değilmi? yaşamamıştık, yoktu bizim de bi
canavarımız. Evet ya,ah işte o canavar sonsuz döngüyü başlatan o canavar ;
kiminin beyaz atlı prensi kiminin prensesi olan o canavar, Tek bir canavar
tüketti hepimizi tüm prensesler de prensler de canavara döndü , yani mi ?
Hepimiz tektik aslında hepimiz
birilerinin celladı ve canavarıydık hepimiz birilerini canavarlara cevirdik
onlarda başka masumiyetleri çaldı. Hepimiz birdiysek neden sizler vede
bizler?
Yorulduk
bizler de gerçekten yorulduk ve saldık kendimizi... Biz bizi biliyoruz ya
siz bilmeseniz de olur, umrumuzda değillere düştük.Asıl bataklık orasıydı...
Ve yine batarken bir canavarın ellerine yapışıyordu ruhumuz... Masumiyetinin
mahkumiyetinde arafseverlerdik...
Bizler sadece gerçek kalbin peşinde sahte bedenlere
sarılan bozuk şehrin güzel çocuklarıydık.
Kaybedenler klübündeki erkekler misali. Yada bir nevi ıssız adamlar. Aslına bakarsan seni ötekileştiren kadın, yada kadını ötekileştiren erkek.. Yani hepimiz aynı fanusun içindeyiz. Hepimiz aynıyız. Yada belki de kaybedenler aynı. Severim seni kuzeyimo.
YanıtlaSil